|
|||||||||||||
![]() |
![]() Önce Gurbet Vardı, Sonra Göç - Figen AydoğduÖNCE GURBET VARDI, SONRA GÖÇ… Rize/ Çamlıhemşin’e bağlı, Fırtına Deresi Vadisi içinde, Kaçkar Dağları eteklerinde, bir dağ köyüdür Şenyuva yani eski adıyla Çinçiva. Çam, kestane, kızılağaç ve gürgen ağaçlarıyla örtülü yeşil elbisesinin içinde öyle renkler, öyle zenginlikler,öyle öyküler taşır ki Çinçiva, hangi köşesinde sizi nasıl bir sürprizin beklediğini bilemezsiniz. Ansızın karşınıza dikilen bir yabani hayvana, bilmediğiniz bir çiçeğe, yakınında ev bulunan bir mezara, ulaşamadığınız yerde ilkel bir teleferiğe, şaşırtan bilgelikte bir köylüye, bazen yazın bile kapısının açılmadığı hüzün dolu taş konaklara rastlamanız mümkündür. Hemşinliler gurbetçidir. Yüzyıl önce ekonomik nedenlerle gencecik eşlerini, yeni doğmuş çocuklarını geride bırakarak Rusya’ya çalışmaya giderler. Kimi yeni Rus eşleriyle, kimi de fırıncılık ya da pastacılık yaparak kazandıkları paralarla dönerler memleketlerine. Ve bu paranın çoğuyla da geniş aile yapılarına uygun büyük evler yani konaklar yaptırırlar. Hatta öyle ki, bu devasa evlerin içinde yoksulluk çektikleri çünkü, Rusya’daki Ekim Devrimi ile birlikte konakların yapımından sonra ellerinde kalan paraların hükmünün kalmadığı söylenir. Rusya’daki gurbetçilik zamanla yurtiçi gurbete, ardından da göçe dönüşür. Anadolu’nun çeşitli kentlerine çalışmaya gidenler, özellikle fırıncılık, pastacılık ve lokantacılık mesleklerine yönelir ve ailelerini de yanlarına alırlar. Gurbete göçle birlikte Hemşin’deki hayatı oluşturan değerler birer birer gider. Yaylacılarla birlikte sığırlar,göçlerle birlikte tarlalar, şenlikler,horonlar, kuşlar, konaklar … Bir zamanlar insan ve yaşamı diri tutan unsurlarla dolu olan konaklar artık sessiz ya da sadece toprağından, anılarından uzak duramayan birkaç yaşlı ile tatil günlerinde onları ziyarete gelen ve kısa bir süre sonra da geçimini sağladığı kentlere dönen gençleri ağırlamakta… Bir zamanlar yirmibeşi aşkın nüfusu olan ondört odalı Arifoğlu Konağının son sahipleri de kış gelince köyü terk edip, şehirlerde yaşayan çocuklarının yanına gittiler. Konak şimdilerde sessiz ve kapalı. Diğerleri gibi… FİGEN AYDOĞDU 1963 / Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi DTCF Arap Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Kamu görevlisi ve sendika eğitimcisi. Evli ve Memetcan’ın annesi. Fotoğraf çekmeye 2006 yılında Panasonic DMC Fz7 ile başladı ve yanından hiç ayırmadığı makinesi ile yola devam etmekte. 2007 yılından itibaren AFSAD üyesi. Çeşitli karma sergilere katıldı. “Adliye’de Bir Gün” adlı belgesel fotoğraf çalışmasında yeraldı. 2008 yılında AFSAD bünyesinde düzenlenen Özcan Yurdalan Belgesel Fotoğraf Atölyesi, fotoğraf çalışmalarının yönünü belgesel fotoğraf ve fotoröportaja çevirdi. Ayrıca, belgesel film üzerine de çalışmak istiyor. Fotoğrafın sadece kendini ifade etme aracı değil, aynı zamanda bir yüzleşme olduğunu ve kendimizden gayrısına da ihtiyaç duyduğunu, çok yönlü bu etkileşimin izleyenin anlamlandırması ile hayatiyet kazandığını düşünüyor. Proje sahibine iletmek istediğiniz mesajı form aracılığıyla gönderebilirsiniz. ![]()
|
![]() |
![]() ![]() ![]() |
||||||||||